- katında
- катында
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Исаев, Хазар Агаали оглу — Спортивные награды Вольная борьба Чемпионаты мира Золото Будапешт 1986 до 62 кг Серебро Лёренскуг 1987 до 62 кг Чемпионаты Европы … Википедия
apartman — is., Fr. appartement Birkaç katlı ve her katında bir veya birkaç daire bulunan yapı Bu beş katlı Galata kulesi kalınlığındaki korkunç apartmanın sakinleri hep debdebe içinde yüzmüş insanlarmış. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalkurutan — is., hay. b. Kabuk altındaki odun katında oyuklar açarak dişbudak sürgünlerini ve zeytin dallarını kurutan kın kanatlı böcek (Hylesinus oleiperda) … Çağatay Osmanlı Sözlük
develik — 1. is., ği, hlk. Özellikle Güneydoğu Anadolu daki evlerin alt katında bulunan, develerin korunduğu veya bağlandığı bölüm 2. is., ği, bit. b. Defne … Çağatay Osmanlı Sözlük
elçi — is. 1) Bir devleti başka bir devlet katında temsil eden kimse, sefir 2) Bir uzlaşma sağlamak veya iş bitirmek için birinin yanına gönderilen kimse 3) din b. Peygamber Birleşik Sözler büyükelçi orta elçi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller elçiye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaptan köşkü — is., den. Kaptanın gemiyi yönettiği, geminin üst katında bulunan bölüm, kaptan köprüsü, köprü üstü Ben kaptan köşküne çıkarsam gemiyi yürütürüm diye evhama düştüm. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kat — 1. is. 1) Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık. S. F. Abasıyanık 2) Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey Bir kat … Çağatay Osmanlı Sözlük
ocaklı — sf. 1) Ocağı olan, içinde ocağı bulunan Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık. S. F. Abasıyanık 2) tar. Ocaktan olan (yeniçeri) … Çağatay Osmanlı Sözlük
orkestra — is., müz., İt. orchestra 1) Yaylı, üflemeli ve vurmalı çalgılar topluluğu Locadan çıkarken, davulu üstüne on lira atılan orkestra, zeybek havası çalmaya başlar. F. R. Atay 2) tiy. Eski Yunan tiyatrolarında, sahne ve seyirciler arasındaki çember… … Çağatay Osmanlı Sözlük
savcı — is., huk. Devlet adına ve yararına davalar açan, kamu haklarını ve hukuku yerine getirmek üzere yargıç katında sanıkları kovuşturan görevli, müddeiumumi Birleşik Sözler başsavcı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sivri — sf. 1) Ucu keskin ve batıcı olan Sivri gagasından kelimeler çıkarken sanki birer ok oluyordu. Ö. Seyfettin 2) Ucuna doğru gittikçe incelen Aşağıda gördüğümüz dik ve sivri bir binanın üst katında çay içmeye gideceğiz. F. R. Atay 3) is., hay. b.… … Çağatay Osmanlı Sözlük